Türkçe English
Yargıtay Kararları
İş Güvencesi
Dokümanlar

Kurumsal Giriş
Kurumsal Giriş

Ücret Hesabı

 

9- İŞ GÜVENCESİ HAKKINDA ÖRNEK YARGITAY KARARLARI  
9.1- Talep azalması ve ülkedeki ekonomik kriz nedeniyle iş sözleşmeleri derhal feshedilebilir mi?  
İş akdinin, talep ve sipariş azalması ve ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle feshinden önce fazla çalışmalar kaldırılması, işçinin rızası ile çalışma süreleri kısaltılmalı, iş zamana yayılmalı, kısacası fesih en son çare olarak düşülmelidir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 08.07.2003 tarih ve E. 2003/12442, K. 2003/13123 sayılı Kararı) 
9.2- İş yerindeki iş gücü fazlalığı iş sözleşmesini feshetmek için geçerli bir sebep midir?  
İşletmeyi veya işyerini etkileyen objektif nedenlerle ortaya çıkan işgücü fazlalığı sonucunda, işçinin işyerinde çalışma olanağı ortadan kalkmış ise fesih için geçerli bir sebebin varlığından söz edilir. İşveren amaç ve içeriğini belirlemekte serbest olduğu işletmesel kararlar alabilir. Ayrıca fesih son çare olarak düşülmelidir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 12.01.2005 tarih ve E. 2004/12373, K. 2005/522 sayılı Kararı) 
9.3- En son çare olarak feshi düşünmeden önce iş yerinde yapılabilecekler nelerdir?  
4857 sayılı İş Kanunu’nun (18). Ve devamı maddelerinin gerekçesinde de açıklandığı üzere, işçi çıkarma uygulamasına giderken, öncelikle fazla çalışmalar kaldırılmalı, işçinin rızası ile çalışma süreleri kısaltılmalı, iş zamana yayılmalı, kısacası fesih en son çare olarak düşünülmelidir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 08.11.2004 tarih ve E. 2004/12698, K. 2004/25058 sayılı Kararı) 
9.4- İşçinin yeterliliğinin (verimliliğinin) düştüğü kim tarafından tespit edilecektir?  
Davacının verimliliğini tespit teknik bilirkişi yoluyla mümkündür. Çelişkili tanık anlatmalarına göre hüküm kurulması hatalıdır. Mahkemece uzman bilirkişi yardımı ile işyerinde keşif yapılarak; yaptırılan işin standartlarına uygun olup olmadığı, uygun ise davacının makul bir süreçte aynı işi yapan diğer işçilere göre bir performans düşüklüğü gösterip göstermediği, böyle bir performans eksikliği varsa bunun arızi mi, yoksa sürekli mi olduğu ve bunun sonucunda da bir üretim düşüklüğü meydana gelip gelmediği saptanmalı, bu durumlar 18. madde içeriğinde değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
(Yrg. 9. HD.’nin, 24.06.2004 tarih ve E. 2004/3740, K. 2004/15625 sayılı Kararı) 
9.5- Üst düzey yöneticiler iş güvencesinden yararlanabilir mi? 
Belirli süreli hizmet akdi ile çalışan üst düzey yöneticinin 4857 sayılı Kanundaki işe iade hükümlerinden yararlanması mümkün değildir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 20.11.2003 tarih ve E. 2003/19338, K. 2003/19593 sayılı Kararı) 
9.6- Salt emeklilik sebebiyle iş akdine son verilebilir mi?  
Salt emekliliği kazanma fesih için geçerli bir neden olarak düzenlenmemiştir. Davalı işveren fesih için işletmenin işyerinin veya işin gereklerine dayanmadığı gibi işçinin yeterliliği veya davranışlarından kaynaklanan bir neden de belirtmemiştir. Feshin geçerli bir nedene dayanmadığı anlaşıldığından mahkemenin feshin geçersizliğine karar vermesi yerinde bulunmuştur.
(Yrg. 9. HD.’nin, 19.01.2004 tarih ve E. 2003/22196, K. 2004/261 sayılı Kararı) 
9.7- Topluluk içinde söylenmesi olağan olmayan sözler nedeniyle ayrıca ispat için bu sözlerin söylendiğine dair tanık aranması gerekli midir?  
Davacı hakkında, vardiya çıkışı görevi gereği evine bırakması gereken kadın işçiye “araç içinde yalnızlarken evlilik ve cinsellik konusunda sözler söylemesi” nedeni ile soruşturma açılıp, savunmasının alındığı ve disiplin kurulu kararı ile iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda araç içinde tanık bulunmaması sonuca etkili değildir. Zaten topluluk içinde bu tür sözlerin söylenmesi olağan değildir. Kaldı ki davacı da araç içinde kendisinden yaşça hayli küçük olan kadın işçi ile ailesi hakkında konuştuğunun kabul etmektedir. Bu somut olgulara göre davacının iş sözleşmesinin feshi geçerli neden dayanmaktadır.
(Yrg. 9. HD.’nin, 18.10.2004 tarih ve E. 2004/6529, K. 2004/23507 sayılı Kararı) 
9.8- Özelleştirme sonucu iş akdi feshedilmesi geçerli bir neden midir?  
Özelleştirme, içeriği itibari ile ekonomik neden ve yapısal değişiklik içermektedir. Bu olgu işletmenin, işyerinin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedendir? İşverenin bu kapsamda bazı işçilerini nakle tabi tutması, bazı işçilerini ise işyerinin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle işten çıkarmasına dair geçerli olan bir nedeni ortadan kaldırmaz.
(Yrg. 9. HD.’nin, 27.09.2004 tarih ve E. 2004/23670, K. 2004/20219 sayılı Kararı) 
9.9- İşe iade davası açan işçiyi işveren işe davet ederse fesih ortadan kalkar mı?   
İş sözleşmesi işveren tarafından feshedilen işçi işe iade davası açtıktan sonra işveren tarafından işe davet edilmesi yeni bir iş sözleşmesi için icap niteliğindedir. Sözleşmenin feshi tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir eylem olup karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı olarak geri alınması mümkün değildir. Bu davet feshi ortadan kaldırmaz.
(Yrg. 9. HD.’nin, 12.09.2005 tarih ve E. 2005/22601, K. 2005/29568 sayılı Kararı) 
9.10- İşe iade davası hani iş mahkemesine açılır?  
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca iş mahkemelerine açılacak her dava açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı işyeri yer mahkemesine de açabilir. Yasa dava açacak kişiye seçimlik hak tanımaktadır. Bunlara aykırı sözleşmeler geçerli sayılmaz. Bu düzenleme kamu düzenine ait bir yetki kuralı olup emredici kural olduğundan uyuşmazlığı bu yer mahkemeleri dışında başka mahkemede bakılmaz.
(Yrg. 9. HD.’nin, 07.09.2005 tarih ve E. 2005/24301, K. 2005/28891 sayılı Kararı)    
9.11- Asli işlerinden birini alt işverene devreden işverene karşı açılan işe iade davasında sorumluluk nedir?  
Örnek olarak temizlik ve çöp nakil işi belediyelerin asıl işlerindendir. Bu işleri ihale ile özel bir şirkete devredemez. Belediyelerin asli işlerinden olan temizlik işini taşeronlara devretmesi mümkün olmadığından bu tür taşeronluk sözleşmeleri geçerli olmadığından işe iade davasında, işe iade ve sonuçları yönünden ihaleyi alan özel şirket değil Belediye sorumlu olacaktır.
(Yrg. 9. HD.’nin, 30.05.2005 tarih ve E. 2005/14388, K. 2005/19766 sayılı Kararı)  
9.12- İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli nedenlerde kriter nedir?   
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen sebepler niteliğinde olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir. İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 07.04.2005 tarih ve E. 2005/8875, K. 2005/12438 sayılı Kararı) 
9.13- İşçinin mesleği ve vasfı nedeniyle başka bölümde değerlendirme olanağı olup olmadığı araştırılmadan iş sözleşmesi feshedilebilir mi?   
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerine dayalı fesihlerde, fesih olarak dayanak yapılan nedenle çelişki içinde olmamalı, feshin en son çare olduğu ilkesi gözden uzak tutulmamalıdır. Bu kapsamda iş sözleşmesi feshedilen işçinin, mesleği ve vasfı nedeni ile başka bölümde değerlendirme olanağı olup olmadığı da araştırılmalıdır. Ayrıca olanak varsa, kısa süreli çalıştırma, esnek çalışma gibi tedbirler öncelikle düşünülmelidir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 07.02.2005 tarih ve E. 2004/1609, K. 2004/3300 sayılı Kararı) 
9.14- Sendikal nedenle baskı yapıldığı iddiası ile iş sözleşmesinin feshedilmesinde ispat yükümlülüğü kime aittir?   
İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin işçi tarafından ispatlanması gerekmektedir. Sözleşmenin feshine yakın tarihlerde işyerinde çalışan sayısı, sendika üyesi olan, sendika üyesi olmayan, işten çıkarılan, işten çıkarılanlardan sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan, sendika üyeliğinden istifa eden, sendika üyeliğinden istifa edenlerden mevcutsa işyerinde çalıştırılan işçi sayılarının, işyerinde sendikaca toplu iş sözleşmesi yapılması için yetki başvurusu olup olmadığı yeni işçi alınıp alınmadığının, alınmış ise işçinin yerine alınıp alınmadığının, işyeri kayıtları üzerinden saptanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Şayet bu kanıtlanamazsa, işe başlatma tazminatı bir yıllık ücret olarak değil, İş Kanunu’nun 21. maddesinde belirtilen miktar üzerinden belirlenir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 14.04.2005 tarih ve E. 2005/10849, K. 2005/13216 sayılı ve 18.04.2005 tarih ve E. 2005/10579, K. 2005/13711 sayılı Kararları) 
9.15- Yazılı iş sözleşmesinde bulunmayan bir nitelik ileri sürülerek işçinin iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilebilir mi?   
Örneğin işçinin işe girdiği tarihte ve daha sonra düzenlenen iş sözleşmelerinde yabancı dil bilme koşulu yoksa işverenlik aradığı özellikleri tespit etmeden ve özellikle işçinin yabancı dil bilmediğini bilerek işe almış ve bir süre çalıştırmışsa bu işçinin işyerinde başka bir işte çalıştırılıp çalıştırılmayacağını araştırmalı mümkün ise burada istihdam etmelidir. Son çare olarak feshi düşünmelidir. Bu nedenlerle İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca, “davalı işverence yapılan feshin geçersiz olacak ve işçi işe iade edilecektir.” Öte yandan, işletmesel kararla varılmak istenen hedefe fesihten başka bir yolla ulaşmak mümkün ise fesih için geçerli bir nedenden söz edilemez. İşçiyi başka işte çalıştırarak ya da meslek içi eğitime tabi tutarak amaca ulaşma olanağı var iken feshe başvurulmaması gerekir. Kısaca, “fesih son çare olmalıdır” ilkesi gözetilmelidir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 21.04.2005 tarih ve E. 2005/10825, K. 2005/14175 sayılı Kararı.) 
9.16- Emeklilik aylığı bağlanması için bağlı bulunduğu kuruma başvuran ve sözleşmesi sona eren işçinin işe iadesi mümkün müdür?   
İhbar tazminatı ödenmeden işverence gerçekleştirilen fesihlerde, işçi emeklilik aylığı bağlanması için bağlı bulunduğu kuruma başvurması halinde iş sözleşmesinin işçi tarafından feshedildiği sonucuna varılmaktadır. Zira bu durumda ihbar tazminatı ödenmediği sürece iş sözleşmesinin önel sonuna kadar devam ettiği kabul edilmektedir. Bu uygulama gereği önel süresi içinde gerçekleşecek artış ve haklardan işçi yararlandırılmaktadır. İşveren işçinin iş sözleşmesini feshetmiş, ancak işçi ihbar tazminatı ödenmeden aynı gün yaşlılık aylığı bağlanması için bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumuna başvurmuştur. Olayda artık işverenin feshi değil, davacı işçinin feshi söz konusudur. Böyle olunca işçi feshin geçersizliği ve işe iade isteyemez.
(Yrg. 9. HD.’nin, 21.04.2005 tarih ve E. 2005/10722, K. 2005/14042 sayılı Kararı) 
9.17- Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi sonucunda işçinin işe iadesi mümkün müdür?   
Belirli süreli iş sözleşmesinin, hangi nitelikteki iş için yapıldığı önem kazanmaktadır. Örneğin taraflar arasında dört yıllık belirli süreli iş sözleşmesi düzenlenmiş olsa, taraflara ait süreklilik arz eden bir iş ise (işçi imalatta çalışıyorsa) işçi ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektirir objektif haklı bir neden bulunmamaktadır. Belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması için objektif haklı nedenlerin bulunması gerekmektedir. Yargıtay’ın istikrarlı uygulaması da bu şekildedir. Bu tür bir iş için yapılan belirli iş sözleşmesinin başlangıçtan itibaren belirsiz süreli olduğu kabul edilmektedir. Bunun dışına aynı sözleşmede iş sözleşmesinin sona ermesi halinde ihbar tazminatının ödenmesi gibi hususlar kararlaştırılmış ise, bunlar sözleşmenin belirsiz süreli olduğuna işaret etmektedir. Bununla birlikte sözleşmenin feshinde geçerli bir sebep ileri sürülmez fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirten yazılı bir fesih bildirimi de bulunmaz ise feshin geçerli nedene dayanmadığı kabul edilmektedir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 21.04.2005 tarih ve E. 2005/12959, K.2005/14908 sayılı Kararı) 
 9.18- Performans değerlendirme sonucuna göre işçi haklı nedenle çıkarılabilir mi?   
İşveren, performans değerlendirme sonucunun beklenen düzeyin altında çıkması, verilen hedeflerin yerine getirilememesi nedeniyle iş akdinin feshedildiğinde, işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. İşveren, İş Kanunu’nun 25. maddesinin şartlarına uygun fesih hakkı saklı olmak şartı ile, hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. İşverenin fesih için işçinin davranışı veya verimine dayanmasına rağmen savunmasını almaz ise feshin geçersiz sayılabilecek ve işe iadeye karar verilebilecektir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 27.04.2005 tarih ve E. 2005/10261, K. 2005/14718 sayılı Kararı) 
9.19- İşletmesel karara dayanarak haklı nedenle fesih yapılabilir mi?   
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. İşletmeyi veya işyerini etkileyen objektif nedenlerle ortaya çıkan işgücü fazlalığı sonucunda, işçinin işyerinde çalışma olanağı ortadan kalkmış ise fesih için geçerli bir sebebin varlığından söz edilir. İşveren amaç ve içeriğini belirlemekle serbest olduğu işletmesel kararlar alabilir. Ancak, işletmesel karar sonucunda, tedbir olarak düşünülen feshin zorunlu hale gelmiş olması gerekir. Başka bir anlatımla işverenin fesih konusunda keyfi kararları yargı denetimine tabidir. Öte yandan, işletmesel kararla varılmak istenen hedefe fesihten başka bir yolla ulaşmak mümkün ise fesih için geçerli bir nedenden söz edilemez. Fazla çalışmalar kaldırılarak, işçinin rızası ile esnek çalışma biçimleri getirilerek, işçiyi başka işte çalıştırarak ya da meslek içi eğitime tabi tutarak amaca ulaşma olanağı var iken feshe başvurulmaması gerekir. Kısaca, “fesih son çare olmalıdır.” ilkesi gözetilmelidir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2. maddesine göre feshin geçerli bir nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşveren, işletmesel kararı uygulamak için aldığı tedbirin feshi zorunlu kıldığını kanıtlamalıdır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, feshin başka bir sebebe dayandığını ileri sürdüğü takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
(Yrg. 9. HD.’nin, 04.05.2005 tarih ve E. 2005/9568, K. 2005/15476 sayılı Karar) 
9.20- Başka bir bölümde çalışma teklifini reddeden işçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilir mi?  
İş sözleşmesinin feshi yerine davacıya başka bir bölümde çalışabilme seçeneği sunularak feshin son çare olduğu ilkesi de göz önünde bulundurulmuştur. Ne var ki, davacı başka bir bölümde çalışmayacağını belirterek iş sözleşmesini kendisi feshetmiştir. Bu durumda iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz.
(Yrg. 9. HD.’nin, 01.06.2005 tarih ve E. 2005/12985, K. 2005/ 20130 sayılı Kararı) 
9.21- Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler iş güvencesinden yararlanabilir mi?  
İşçinin belirsiz süreli akitle çalışması halinde feshin geçersizliği istenebilir. Somut olayda belirli süreli hizmet akdi mevcut olduğundan, feshin geçersizliği, işe iade ve tazminat isteklerinin reddi gerekir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 23.10.2003 tarih ve E. 2003/18234, K. 2003/17604 sayılı Kararı) 
9.22- İstifa eden işçi iş güvencesinden yararlanabilir mi?  
İş sözleşmesi işçinin istifası suretiyle sona erdiğinden, işçi 4857 sayılı İş Kanununun iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz.
(Yrg. 9. HD.’nin, 16.09.2003 tarih ve E. 2003/15650, K. 2003/14623 sayılı Kararı) 
9.23- Sadece diğer çalışanların beyanı ile iş sözleşmesi feshedilebilir mi?  
Bir belge ibraz edilmeden, tamamı işverenin yanında çalışan tanıkların soyut beyanlarına dayanılarak iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığının kabulü hatalıdır.
(Yrg. 9. HD.’nin, 18.12.2003 tarih ve E. 2003/20315, K. 2003/22148 sayılı Kararı) 
9.24- İş Kanunu 25/II gereği iş sözleşmesi feshedilirse, işçinin yazılı savunmasının alınması zorunlu mudur?  
İşçinin belirsiz süreli sözleşmesi, İş Kanunu’nun 25/II maddesi gereği işverence feshedildiği durumlarda, işçinin savunmasının alınması gerekmez. Fesih geçerli nedenlere dayandığına göre, işe iade isteğinin reddi gerekir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 31.01.2005 tarih ve E. 2004/31628, K. 2005/2540 sayılı Kararı) 
9.25- Uzun süre raporlu olması sebebiyle İş Kanuna uygun süre beklendikten sonra iş sözleşmesi feshedilen işçi işe iade edilir mi?  
 İşçinin iş sözleşmesi; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/I. maddesi gereğince rapor sürelerinin 17. maddedeki bildirim sürelerini 6 hafta aşması nedeniyle feshedilmiştir. Ancak işçi işyerinde geçirdiği iş kazası nedeniyle 25.12.2003-16.05.2004 ve 31.08.2004-02.06.2005 tarihleri arasında raporlu olup çalışamamıştır. Geçirmiş olduğu bu kazanın iş kazası olması sonuca etkili değildir. Feshin, İş Kanunu’nun 25/I. maddesindeki koşullara uygun düştüğü, işverenin derhal fesih yetkisine sahip olduğu halde bir müddet bu yetkisini kullanmayarak işçinin ikinci kez aldığı raporun sona ermesini de beklediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle fesih geçerli nedene dayanmaktadır.
(Yrg. 9. HD.’nin, 21.11.2005 tarih ve E. 2005/32884, K. 2005/36570 sayılı Kararı) 
9.26- Birden fazla işçi birlikte işe iade davası açabilir mi?  
İş sözleşmelerinin fesih sebebi aynı olsa da feshin geçersizliği ve işe iade istemini içeren davalarda her davacı için fesih nedeni, hizmet süresi, iş güvencesi hükümleri kapsamında olup olmadığı, dava açma süresi gibi hususlar ayrı ayrı belirlenmekte ve dosyanın özelliğine uygun olarak hüküm kurulmaktadır. Çünkü, işe iade kararının infazında da yine işçinin iş sözleşmesindeki kişisel özellikleri öne çıkmaktadır. Davacıların talep konuları aynı olsa bile, davalı işveren hakkında tek bir dava dilekçesi ile dava açmaları olguların tespiti ve inceleme sırasında kararın denetimi bakımından yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesine imkan vermemektedir. Bu nedenlerle, konular ya da işverenlik aynı olsa da toplu olarak işe iade davası açılamaz.
(Yrg. 9. HD.’nin, 30.01.2006 tarih ve E. 2005/39008, K. 2006/1806 sayılı Kararı) 
9.27- Zorla ibra sözleşmesi imzalamış olan işçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilir mi?  
İstifa dilekçesi olduğu ileri sürülen ibranamede işçinin “istifa ile ayrıldığını” belirtmesinden sonra “normal çalışma, hafta tatili, fazla mesai, ücretli yıllık izin, ikramiye, prim ve başka her ne nam altında olursa olsun bir ücret veya sosyal hak ya da tazminat alacağının bulunmadığını” belirttiği ve “her türlü talep ve dava haklarından peşinen feragat ile işvereni ibra ettiği” yazılı olmasına karşılık işverence de iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 25/II. maddesinin (e) ve (h) bentleri gereğince feshedildiğine dair aynı tarihli fesih bildirimi düzenlenmiş ve işçi de imzadan imtina etmişse işverenin fesih bildirimi ve sözü edilen belge içeriği dikkate alındığında işçinin tazminat ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasını engellemek için istifa dilekçesinin işçiye imzalattırıldığı sonucu ortaya çıkmaktadır. İşe iade davasını açma hakkını ortadan kaldırmayı amaçlayan bu tür işlemler geçersizdir.
(Yrg. 9. HD.’nin, 06.02.2006 tarih ve E. 2006/262, K. 2006/2267 sayılı Kararı)